Başkandan

 

Cemal Reşit Rey’in manevi mirasını taşıyan bir sivil toplum kuruluşu olan İstanbul Filarmoni Derneği’ni Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün fikir ve idealleri doğrultusunda gerçekleşen Müzik Devrimi’nin önemli Cumhuriyet kazanımlarından biri olarak görüyorum. Bunun ışığında derneğimiz bu yıl 76. Yılına girmiştir. 76. Yıl tüm camiamıza kutlu olsun!

Derneğimizin köklü bir tarihi vardır. 1945 yılında başlayan ve büyük özverilerle bu günlere gelen İstanbul Filarmoni Derneği tarihi içinde farklı dönemlerden geçmiştir.  Bu süreçte derneğimiz yüzlerce konser düzenlemiş, özellikle 1980’lerden başlayarak 2010’lara kadar olan süreçte oldukça çalkantılı, inişli çıkışlı bir dönemden geçtiği  hepimizin bildiği bir husustur. Bu gayret ve çabalar özellikle son 7-8 yıldır hız kazanmış ve  bu olumsuz tablonun olumlu yönde değiştiğine de hep birlikte tanık olduk. Ben bu süreci derneğimizin yok oluştan kurtulmuş ve  toparlanış dönemi olarak görüyorum.

Cumhuriyetle edindiğimiz ve çağdaş uygarlık kazanımlarımızdan en önemlilerinden biri kuşkusuz çok sesli müzikle ilgili olan kurumsallaşmadır. Ülkemizin dört bir yanında bulunan üniversite, yüksekokullar ve konservatuarlarda  klasik batı müziği eğitimi veren okullar, senfoni orkestraları, opera ve bale toplulukları ile filarmoni dernekleri bunun önemli göstergeleridir. Dünyanın birçok önemli orkestralarında Türk sanatçılarının görev almaları  bu yerleşikliğin ayrı bir kanıtıdır. Çok sesli müzik iddia edildiği gibi küçük bir zümrenin değil, geniş bir tabanın benimsediği bir müzik olmuştur. Klasik batı müziğinin gündelik hayatımızın her alanında yerleştiğini görüyoruz: düğünlerde, reklamlarda, Türk sinema filmlerinde ve dizilerde, sahnelenen tiyatro eserlerinde, belgesellerde, kamu kliplerinde yaygın kullanımı bunun kanıtlarıdır.   Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasının açılması, önümüzdeki yıl Atatürk Kültür Merkezi binasının İstanbul’da yeniden faaliyete geçecek olması da son yıllardaki kazanımlarımızın önemli mihenk taşlarıdır.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orketrası’nda stajyer kapsamında da olsa yeni kadroların açılması, 4B  kapsamında dahi olsa İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde ve İDSO’da yeni kadroların açılması kuşkusuz olumlu gelişmelerdir. Ancak senfoni orkestralarımızın hali de sevindirici olmaktan uzaktır-zira kadroların 4B kapsamında değil, yürürlükte olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Yasası kapsamında ele alınmalı ve nihai çözüme kavuşturulmalıdır. Bu yasaya göre her senfoni orkestramız 121 kişiden oluşmalıdır! Hal böyleyken örneğin İDSO’da halen 49 kişi kadrolu müzisyenden oluşmakta ve geri kalan müzisyenler 4B kapsamında orkestrada yer almaktadır. Bu durumun ivedilikle normalleşmesi gerekmektedir.

İstanbul Filarmoni Derneği’nin kuruluş amaçlarından olan bu gelişmeler kuşkusuz sevindirici, vizyon ve misyonumuzun çerçevesinde kazanılmış mevziler olacak görülmelidir. İyi korunmadığı takdirde bu mevzilerin kaybedileceği hususu da hiç unutulmamalıdır. İstanbul Filarmoni Derneği’ni ülkemizde Filarmoni’nin ve klasik batı müziğimizin öncü kuruluşu olarak görüyorum.  Bu nedenle önümüzdeki yıllarda atacağımız adımlar ve hedefleyeceğimiz projeler bu kazanımları korumak ve daha büyük bir vizyonu hayata geçirmek amacıyla yapılacak çalışmalar olmalıdır.

Kurucularımız Cemal Reşit Rey, Afif Tektaş, Nadir Nadi, Halit Ziya Uşaklıgil, Nedim Gökdil, Ömer Refik Yaltkaya, Ali Emel Tacar, Lütfi Kırdar, Salih Murat Uzdilek ve Adnan Bozcalı’nın 76 yıl öncesinde yaktıkları meşalenin bekçileriyiz.

İstanbul Filarmoni Derneği büyük bir misyonla kurulmuştur.

İstanbul’da çok sesli müzik dünyasının en köklü kuruluşlarından biri olan İstanbul Filarmoni Derneği, konser salonları kurmak, çok sesli müziği yaygınlaştırmak, çok sesli müzik orkestra ve korolarına maddi yardımlarda bulunmak,  müzikolojik araştırmalar yapmak, yetişmiş ve yetişecek sanatçıları teşvik etmek, çok sesli müzik konusunda yayınlar yapmak, çok sesli müzik çalışması yapanlara burslar vermek, çok sesli müzik alanında yarışmalar düzenlemek, müzik ve sahne sanatları alanında etkinliklere maddi yardım yaparak destek vermek için kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur.

Bizler Büyük Atatürk’ünHayatta musiki lazım değildir .Çünkü hayat musikidir. Musiki ile alakası olmayan mahlûkat insan değildir. Eğer mevzubahis olan hayat , insan hayatıysa musiki behemehâl vardır. Musikisiz hayat zaten olmaz. Musiki hayatın neşesi, ruhu, sürüru ve her şeyidir’’ sözlerini rehber kabul ediyoruz.

ATİLLA TUNA
İstanbul Filarmoni Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı